Ülkemiz gerçekten çok zor bir dönemden geçiyor:
– AKP’nin güttüğü dış siyaset sonucunda Askerlerimiz Suriye’de bir savaşın içindeler.
– Açılım süreci sonunda mahallelerde hendekler kazan (Ermeni Taşnak ve Asala ile işbirliği içindeki)PKK, emniyet güçlerimize, insanlarımıza kayıplar verdiriyor.
-Yıllardır AKP İktidarının kendi içinde beslediği FETÖ’nün15 Temmuz darbe girişiminden sonra,en çok zarar gören Türk Ordusunun kurumsal yapısı oldu.
– Yunan 18 adamızı işgal etmişken, Kıbrıs görüşmelerinde Cumhurbaşkanı (!) Mustafa Akıncı’nın KKTC’yi Rum’a teslim etme çaba ve niyetinde olduğunu anladık.
Siyasi alandaki bu olumsuzluklar ekonomimize yansıdı: ihracatımız, turizm gelirlerimiz azalırken enflasyon ve işsizlik arttı, artmaya da devam edecek.
Bunlara ilaveten tarım topraklarını, havayı ve suyu kirletecek, kansere yol açacak kalitesiz kömürle çalışan termik santral yapımlarına ülkenin her tarafında hızla devam ediliyor.
Peki, tüm bu olumsuzluklara rağmen gerçekleri konuşan kaç siyasetçi, kaç bürokrat, kaç dernek başkanı, kaç akademisyen, kaç yazar, kaç aydın var? Ne yazık ki ülkemiz gerçeklerini gizleyip, pembe tablo içinde göstermeye çalışanlar veya sessiz kalanlar çoğunlukta…
En katı tutumu gösterenler İktidar partisi üye ve yandaşları… Partilerine tek söz gelecek diye ödleri kopuyor, her şeyi inkar ediyorlar. Olumsuzlukları FETÖ örgütüne hatta cinlere bağlıyorlar.
Gerçekleri konuşan kişilere; yazar, çizer, bürokrat ve akademisyenlere baskı yapılıyor. Bu baskılar toplumsal baskıya dönüşerek herkese yansıyor.
İktidarın baskısına boyun eğerek bu gerçekleri konuşmayan, çarpıtan, gizlemeye çalışanlar var. Fakat bu baskı altında olmayanlar da var.Yani samimiyetsizlikleri, ikiyüzlülükleri baskıdan değil kendi tercihleri olanlar da var.TV programlarında izliyoruz; Ülkemize büyük zararlar verdiklerini bile bile bu ikiyüzlü tutumlarına devam ediyorlar.
Gerçekleri saklayan, gizlemeye çalışan yalnız iktidar yanlıları değil. Muhalefetteki siyasi parti temsilcileri, hatta genel başkanlarına mürit gibi bağlı üyeler de aynı tutum içinde…Partilerine, genel başkanlarına eleştirileri önlemek için gerçekleri konuşmuyorlar, gizliyorlar, çarpıtıyorlar…! Samimiyetsiz davranıyorlar, ikiyüzlülük yapıyorlar.
Muhalefet partileri yerlerde sürünürken, üyeleri eleştiriler karşısında “Genel başkan eleştirilmez, şimdi eleştirme zamanı değil..” diyerek üç maymunu oynuyorlar.
Gümrük Birliği’nin ekonomimize, insanlarımıza verdiği zarar ortada iken, GB Anlaşması’nı imzalamış partinin genel başkanını korumak için adam diyor ki “Birkaç kişi GB’yi eleştirdi diye ben genel başkanımı eleştiremem…!”
Tüm bu gerçeklerin üstünü kapatma, çarpıtma, gizleme çabaları Ülkemize büyük zararlar veriyor; cahilliğe ve kafa karışıklığına neden oluyor.Siyasette, yurttaşlık bilincinde, insan ilişkilerinde bozukluk yaratıyor;doğruluk, ahlak çöküyor.
Fakat gerçekleri gizleyenlerin, çarpıtanların, ikiyüzlülük ve yalanları altında ezildiklerini, suçluluk duygusu ile ruhlarında derin yaralar açıldığını bilelim. Dileyelim bu ikiyüzlülükle, samimiyetsizlikle yaşamak bu kişilerin kaderi olmasın, kalıcı olmasın. Ama yalanla yaşamak kişinin başarısızlıklarından, öfkesinden, hınçlarından kaynaklanıyorsa kalıcıdır. O nedenle böyle kişilerin ruhsal bir temizliğe ihtiyaçları vardır. Çıkış yolları budur.
Yalanla yaşayanları görelim, tanıyalımama onlara kanmayalım…