Zaferimizin 95. yıl dönümü kutlu olsun. Her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir bireyi, bir genci olarak bu önemli ve anlamlı günle bir kez daha gurur duyuyorum.
30 Ağustos günü tarifsiz duygularla iniyoruz meydanlara, tarifsiz duygular ile gidiyoruz kutlama yerlerine. Herkes bilmeli ki o meydanları o kutlama yerlerini boş bırakmıyoruz. Nasıl ki zamanında bizim için dedelerimiz, atalarımız meydan yerlerini boş bırakmayıp savaştan kaçmayıp göğsünü mermilere gerip bize bu günleri verdiyse biz de layığıyla sahip çıkmaya çalışıyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk 30 Ağustos 1922’deki büyük zaferi 1924’te Dumlupınar konuşmasında şöyle anlatıyor; “Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur. Ama Türk Ulusu’nun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum.
Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.”
Atatürk’ün bu sözleri üstüne benim kelimelerim kifayetsiz kalıyor fakat Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gençleri olarak onun yolunda onun ilkeleriyle yürüdüğümüz için gururlu ve şanslı gençleriz. Bu ülkede yaşayan her bireyin kendini borçlu hissettiği insanlar varsa o Türk milletinin aziz şehitleri ve Atatürk’tür. Aziz şehitlerimize rahmet diliyorum, onlara bir kez daha ne kadar onlarla gurur duyduğumuzu, yattıkları yerlerde daima rahat ve güzel yatıracağımızı vurgulamak istiyorum.
30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun…