CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, Tapu sorunu yaşayan köyleri ziyaret etti. CHP Çatalca İlçe Başkanı Mehmet Çoban, ilçe yöneticileri, meclis üyeleri ile birlikte Gümüşpınar, Yaylacık, Aydınlar, Hallaçlı ve Karamandere mahallerini gezdi. Milletvekili Akif Hamzaçebi muhtarlar ve vatandaşların sorunlarını dinledi.
CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi ziyaretlerinin ardından Yayın koordinatörümüz Zafer Kara’nın sorularını yanıtladı.
Silivri ve Çatalca’nın bazı mahallerinde tapu sorunu var. Bölgede gazetecilik yapan birisi olarak sorunları iyi biliyorum. Uzun süredir hem iktidar olsun, hem muhalefet olsun buralara gelip bir şey söylüyor. Ancak yaşanan sorunların çözülememesinin nedeni nedir?
“Şöyle söyleyeyim. Bir kere bu sorun Silivri’nin Çayırdere, Sayalar, Dalamandere. Çatalca’nın da Gümüşpınar, Yaylacık, Aydınlar, Hallaçlı ve Karamandere köylerini ilgilendiriyor. Bu köylerin hepsine 2019 Haziran ayında gelmiştim. Sonra Temmuz, Ağustos aylarında tekrar geldim. Geçen hafta Silivri’deydim bugün de buraya geldim. 2017’de çıkan bir yasa bu köylülerin öteden beri kullanmış oldukları arazilerin kendilerine verilmesi öngörülüyordu. Fiyat olarak rayiç bedelden satılmasını ön gördüğü için o yasa işlemedi, uymadı. Sonra 2019 Haziran ayında benim buraya gelip bu çalışmaları yapmam sonrasında konuyu TBMM taşıyıp kanun teklifimi verdim. İktidar Partisi de daha sonra bir kanun teklifi verdi. 2019 yılında bir yasa çıktı. Yasanın çıktığı tarih 2019 yılı Temmuz ayıydı. Orada fiyat düşürüldü. Köy yerleşik alanın içerisinde 7 bin metre kareye kadar olan kısmın rayiç bedelin yarısı kadar bir bedel üzerinden köylüye satılması öngörüldü. Fakat yasanın çıkmasından bu yana 28 ay geçti. 28 aydır bu talepler sonuca ulaşmış değil. Birçok köyde bu taleplere ilişkin vatandaşlarımıza ret yazıları geldi. Bazı köylerde köy yerleşik alanı içersindeki taleplerin yüzde 30’u olumlu sonuçlandı. Yüzde 70’lik kısmı olumsuz sonuçlandı. Yani ret edilmiş. Köy yerleşik alanın dışındaki tarım arazilerinde ise taleplerin hemen hemen çok büyük bölümü de ret edilmiş durumda. Köylü 28 aydır tapu bekliyor. 28 ay sonra kendilerine postadan tapu değil ret yazıları geliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Onun için dolaşıyorum. Sorunu yine çözümleriyle birlikte TBMM taşıyacağım. Amacımız köylerimizin hak ettiği tapularını almasıdır. Bu köyler 143 yıldır buradadır. Atalarından beri buradadır. İşgalci değillerdir. O zaman padişah iradesiyle buraya yerleştirilmişlerdir. Devlette devamlılık esastır. Buraya yerleştirilen köylüler asla işgalci sayılamaz. Bu köylerden tek kuruş ecrimisil istenemez. Bu ecrimisillerin tamamen kalması lazım bir kere. 2019 yılında çıkan kanun 19 Temmuz 2003 tarihini esas almış o tarihten önce bu köylerde oturuyor olacaksın. Kanunun çıktığı 2019 tarihi itibariyle bu araziyi kullanıyor olacaksın. Bu da dolaştığımız köylerin gerçeğine uymuyor. 19 Temmuz 2003’ten önce baba, anne araziyi kullanıyor. Sonra çocukları orada kullanıcı olmuş yada anne, baba vefat etmiş mirasçılar çıkmış. Çocuklar, siz buranın 2003 tarihinden önce buranın kullanıcısı siz değilsiniz diye hak sahibi olarak görülmüyorlar ve reddediliyor. Taksitleri zamanında ödeyemediği için hakkını kaybetmiş olanlar var ya da başvuruyu kaçırmış olanlar var. Birde köylere sonradan gelip yerleşmiş olanlar da var bu da bazı köylerde önemli bir sayıya ulaşıyor. Bunların hepsini çözmek lazım. Biz bunu günlük siyasi tartışmalara, polemiklere konu etmeyecek olarak görüyoruz. Çözüm bulmak adına konuyu TBMM taşıyacağız. Sorunun çözüleceğine inanıyorum. Siyasi partilerin kendi aralarındaki tartışmaları görüş farklılıkları burada önemli değil. Biz 2019 yılında çıkan yasaya destek verdik. Biz o zaman emlak vergisi değerinden bu arazileri 143 yıldır kullanan köylülere devredelim demiştik. İktidar hayır, rayiç bedelin yarısı olan bedelden devredelim demişti. O da olabilir yeter ki köylü tapusunu alsın. Birleşti yasaya olumlu oy verdik. Yine çözüm için bir adım atacağız. Umuyorum ki iktidar partisi ve herkes bu fikirde birleşir sorunu çözecek yasayı çıkarırız.”
Devlet niye bu yerleri ücret karşılığında satmak istiyor. Siz diyorsunuz ki bu yerler Osmanlı döneminde verilmiş, bu yerler köylüye ücretsiz verilemez mi?
“Çok doğru bir konuya parmak bastınız. Başta da söyledim. Bu vatandaşlarımız işgalci değildir. 500 yıldan beri bu arazileri kullanan köyler var. 143 yıldır kullanan köylerde var. Bir yeri devletin iradesiyle ülkeyi yönetenlerin iradesiyle bir vatandaş 143 yıldır kullanıyorsa artık orası onundur. Ondan bedel istenmez. Yakın zamanda tarım arazileri ya da konut olan arsaları işgalcilere satmak üzere çıkarılan kanunlar bir bedel öngörmüştür. Çünkü onlar o yerlere çok yeni gelip yerleşmişlerdir. Belki 10 sene ve ya 30 sene önce gelmişlerdir. Buralarda elbette bir bedel düşünülmeli. Gerçekte 500 yıldır, 143 yıldır bu arazileri kullanan köylerden bedel dağî istenmemeli. Hakkaniyet hukuk bunu gerektirir. Ancak bedelsiz olması belki kamuoyunda dikkat çeker veya vatandaşlarımızın ve o köylerde yaşayanlarında rahatsız olur düşüncesi ile biz onlarında bütçelerini rahatsız etmeyecek şekilde belediyenin belirlediği emlak vergi değeri üzerinden devredilmesini öngördük. Rayiç bedelin yarısı denmesi yanlıştır. Hazine arazisini 10 yıl önce tarımsal amaçlı kullanan kişiye de rayiç bedelin yarısı deyip 143 yıldır, 500 yıldır kullanan kişiye de rayiç bedelin yarısı derseniz eşit davranmış olmazsınız. Eşitlik aynı hukuksal durumda olan kişilere aynı kuralları uygulamaktır. Farklı konumda olanlara farklı kurallar uygulamak eşitsizlik değildir.”