Türkiye’deki son seçimlere baktığımızda bir oy için değerlerimizden uzaklaştığımızı görüyoruz. Özellikle bazı derneklerin ve kent konseylerinin seçimlerini izleyince iyice şaşırıyoruz! Çatalca’daki kent konseyinin seçimlerini izledim, sahiden şaşırdım. Nasıl mı?
Anlatayım…
31 Mart 2019 yerel seçimlerinden önce toplanan Kent Konseyi Başkanı Ahmet Rasim Yücel duygusal bir konuşma yaparak “Bir daha aday olmayacağım. Çatalca’ya başka bir alanda hizmet için siyasete atılacağım” demişti.
31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde Ak Parti Meclis Üyesi seçilen Ahmet Rasim Yücel, çok yoruldum dediği Kent Konseyi Başkanlığını bırakmayarak tekrar aday oldu. Hep siyasetçilerden şikayet ederiz verdikleri sözleri tutmadıkları için. Ahmet Rasim Yücel’de “Siyasete atılınca aday olmayacağım” dediği Kent Konseyine aday oldu. Olabilir…
Ancak kendi çalıp, kendi söyleyince bizimde iki laf etme hakkımız doğdu.
Gelelim kongreye…
Çatalca Kent Konseyi’nde bugüne kadar herhalde böyle bir acayip kongre yaşanmamıştır. Çatalca Kent Konseyi Başkanı Ahmet Rasim Yücel, Kongre Divan Başkanı Ahmet Rasim Yücel, Çatalca Kent Konseyi Başkanlığı’na aday alan Ahmet Rasim Yücel. Kent Konseyi tüzüğünde bir engel olmayabilir ama etik mi? O kadar kent konseyi üyesi var ama divan başkanlığı yapacak adam mı yok. Sanki oldu bittiye getirilmiş bir kongre oldu. Çatalca Kent Konseyi birilerinin arka bahçesi olacakmış gibi görünüyor. Bu durumda Çatalca’ya ne gibi katkı sağlayacak? Sezar’ın hakkı Sezar’a. Belediye Başkanı Cem Kara olduğu dönemde Kent Konseyi seçimleri daha şeffaf ve benim partilim olsun anlayışında değildi. Ak Parti döneminde anlaşılıyor ki, bütün STK başkanları Ak Partili olsun.
Yeni seçilen Çatalca Belediye Başkanı Mesut Üner’in böyle istediğini sanmıyorum. Ama etrafındakilerin böyle bir düşüncesi olduğu kanısındayım. Aslında beni en çok şaşırtan Ahmet
Rasim Yücel oldu. Kent Konseyi başkanlığı olsun, Turizm Derneği Başkanlığı olsun bu görevlerde canla başla çalıştı. Siyasete atılınca dernekçilik ruhunu kaybetmiş görünüyor. Bu da en çok onunla beraber çalışmış arkadaşlarını üzüyordur. Evet, sevgili okurlar. Yukarıdaki anlattıklarımı okudunuz. Daha fazla söze gerek yok.
Yorum sizlerin…
