Sadece avukatlık yapmayan Kerem Ozan Girgin, ülke meselelerine de el atıyor. “Durumumuz hiç iç açıcı değil. Yanlış politikalar nedeniyle Avrupa Birliğinden uzaklaştık. Ekonomik kriz tavan yaptı. Kültürümüze ve tarihimize sahip çıkılmıyor” diyerek önemli açıklamalarda bulundu.
Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Avukat Kerem Ozan Girgin, Siyaset Bilimi alanında Yüksek Lisans çalışmalarına devam ediyor. İstanbul Barosu avukatlarından olan Girgin, aynı zamanda Girgin Hukuk Bürosunun da kurucusu. Kendisi gibi avukat olan Selin Hanım’la ile evli olan Girgin, ileri derecede İngilizce ve orta derecede İtalyanca olmak üzere iki dil biliyor.
Girgin, soyadının hakkını sonuna kadar veren birisi… Aklına koyduğu tüm işlere girişiyor. Atatürkçü Düşünce Derneği Çatalca Şube Başkanlığı ve Sivil toplum örgütlerinde ve yardım kuruluşlarında aktif çalışmalarda da bulunan Av. Kerem Ozan Girgin’in birçok siyasi ve toplumsal projede imzası bulunuyor. Bunların yanı sıra Çatalca’nın Seçmen yapısı ve Demografisi, Balkanlardaki Türk Tehciri ve Kıbrıs Politikaları üzerine çalışmalar yapan Girgin’in yayınlanmış Türkiye Seçim Tarihi adında bir eseri de bulunuyor. Hukuki alanda gayrimenkul hukuku, özel hukuk, vergi ve şirketler hukuku alanlarında yoğunlaşan Girgin siyasi alanda da seçim sistemleri üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Gelin bu başarılı avukatın hayat yolculuğuna birlikte tanık olalım:
Toplum eski birlik beraberliğinden çok uzaklaştı. Son günlerde Türkiye çok gergin. Eski birliktelikteliğimizi sağlama konusunda görüşünüz nedir?
“Önce Atatürk’ün mirası olan Cumhuriyetimize sahip çıkıyoruz. Öncelikle herkesin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum. Sorunuza gelince. Aslında durum hiç iç açıcı değil. Görüldüğü gibi üst üste gelen krizler iyi yönetilemiyor. Avrupa Birliğinden uzaklaştık. Ekonomik kriz tavan yaptı. Kültürümüze ve tarihimize sahip çıkılmıyor. Komşularımızla ve Dünya ile kriz yaşıyoruz. Şehirleşme rant sebebiyle anormal bir hal aldı. Milli bayramlarımızı kutlayamaz hale geldik. Milli değerlerimiz ayaklar altına alınıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saldırılar çoğaldı. Her gün şehit haberi alıyoruz. Eğitim sistemimiz sürekli değişiyor. Sağlık sistemimiz ise tamamen krizde. Bunların her biri temel sorun.
Türkiye’deki genel durumu özetlediniz. Peki İstanbul gibi mega bir kentte özellikle Çatalca ilçesinde temel sorunlar nedir?
İstanbul Türkiye’nin amiral gemisi olduğu gibi dünyanın da gözde şehirlerinden birisi… İstanbul başlı başına bir Türkiye sorunları da hayli fazla. Ama biz Çatalca ilçemize gelelim… Çatalca’da da yukarıda saydığım sorunlardan aynılarını her gün her dakika hissediyoruz. İnceğiz konusu tamamen siyasi komedidir. Her ne kadar çuvaldızı kendimize de batırmamız gerekiyorsa da her türlü siyasi ahlaktan uzak bu girişimin sonuçsuz kalması bizleri memnun etti. Çatalca ilçe sınırları içinde yer alan, tarihimizde önemli bir yere sahip, göz bebeğimiz İnceğiz’in mesire alanının bir başka ilçe belediyesine kiralanması kadar saçma bir hareket olamaz. Bu durumu izah edebilmek mümkün değil. Arnavutköy kendi işine baksın. Arnavutköy’de altyapı ve üstyapı sorunları çözülmemiş, kendi elindeki parklar bile bakımsızlık ve pislik içinde. Taşıma arsa diye saçma sapan ve toplumun her kesiminin şikâyet etiği uygulamanın yapıldığı Arnavutköy’ün Çatalca’dan rant beklemesi tamamen komedidir. Çatalca da İnceğiz de sahipsiz değildir.
Köylerin mahalle olmasıyla köylüye yeni ekonomik maliyetler getirdi. Muhtarlar bu konuya nasıl bakıyor?
“Öncelikle köylerin mahalle oluşu ile işlevsiz kalan muhtarlarımızın hak ettiği statüye sahip olmaları gerekiyor.” diyen Girgin başka bir soruna değindi: “Rant uğruna ücra köyler bile mahalle yapıldı. Son çıkan torba yasayla köy meraları bile satılacak. Muhtarlarımızın yaşadığı sıkıntılar tarifsiz. Her muhtarın bir sekreterinin olması ve bu sekreterin giderlerinin devlet tarafından karşılanması bizce şart. Muhtarların masrafları, büro giderleri de bu kapsam içine alınmalı. Ve tabi ki köylerin eski statülerine kavuşması hem demokrasi açısından hem de başarılı bir yerel yönetim açısından önem taşıyor. Yaptığımız çalışmalarda görüyoruz ki vatandaş da bunu istiyor. Sebebi ise çok basit. Yerel yöneticilerle arasında köprü vazifesi gören, sorumluluk sahibi ve köyün tüm sorunlarına hâkim bir muhtarın varlığı vatandaşı hem mutlu ediyor hem de güven veriyor.
Köylü perişan olmuş durumda
“BÜYÜKŞEHİR yasasıyla başlayan sorun çığ gibi büyüdü” diyen Girgin konuşmasını sürdürdü:
İlçenizde tarım ve hayvancılık ne durumda? Köylü yaşamını nasıl idame ettiriyor?
“Vatandaşımız tarım yapamaz hale geldi. Yapsa da ürettiği malın değeri kalmadı. Üretim maliyetlerinin artışı, tarım arazilerinde yapılaşmanın başlaması bu arazilerin satılmasına yol açıyor. Tarımdan, hayvancılıktan ve ormancılıktan uzaklaşan Çatalca, en önemli ekonomik kaynaklarını kaybetmiş durumda. Bu durum Çatalca ekonomisini bir zincir halinde etki ediyor ve her kesimden vatandaş bu ekonomik krizden etkileniyor. Günlük tükettiğimiz her ürünün fiyatı artıyor ve vatandaşın geliri bunları almaya yetmiyor.
Seslerini duyan yok
KÖYLERDE yaşayan vatandaşlarımız yalnız bırakılmaktan, seslerinin duyulmamasından şikâyetçi. Köylerimizin her birinde ayrı dram var. İşsizlik, hayat pahalılığı, sosyal yaşamın olmayışı vatandaşın en büyük sorunu. Bunlara tarım arazilerinin kaçak yapılaşması, orman arazilerinin köylüden alınması, ulaşım zorlukları, merkezi hizmetin köylere ulaşmaması, kamulaştırmada söz hakkı verilmemesi da eklenince sorun yumağı ile karşı karşıya kalıyoruz. Özetlemek gerekirse vatandaşımız bu sorunların çözüleceğinden umudunu yitirmiş.
“Çatalca hak ettiği değeri bulacak”
ÇATALCA için çalışıyoruz. Tüm mesaimizi Çatalca için harcıyoruz. Projelerimizi ve planlamalarımızı en ayrıntılı biçimde yapıyoruz. Amacımız Cumhuriyet Halk Partisini yerelde ve genelde iktidar yapmak. Çatalca’nın hak ettiği standartlara ulaşmasını sağlamak. Gerekli çalışma yapılırsa bu hedefe ulaşmak mümkün. Kadrolarımız harıl harıl Çatalca için faaliyet gösteriyorlar.
Yetkililer duyarsız
“ÇATALCA’MIZIN sağlık sorunu ise tam bir facia” diyen Girgin yaşanan sıkıntılara şöyle teşhis koydu: “Bir devlet hastanemiz var. Çok basit işlemler dışında pek bir işlem yapılmıyor. Yetkili kurumlar bu olayın üzerine hiç gitmiyorlar. Çatalca Devlet Hastanesine gitmek istemeyip çevre ilçelere giden yüzlerce vatandaşımız var. Devasa bir binaya sahip olmasına rağmen bir türlü olması gerektiği gibi hizmet vermeyen Devlet Hastanesi’nin sorunlarını çözmek ve vatandaşın şikâyetlerini gidermek tabi ki AK Parti’nin işi. Ancak bu sorun görmezden geliniyor. Bunu kabullenmemiz mümkün değil. Her fırsatta bu sorunlarla ilgili arkadaşlarımla birlikte mücadele ediyoruz.
Eğitim harcaması bel büküyor
EĞİTİM sorunu da Çatalca’da büyük bir problem haline geldi. Özellikle eğitim harcamaları ailelerin belini bükmeye başladı. Özel okul masraflarını aratmayan masraflar ailelere yük olmaya başladı. Bir araştırmaya göre öğrencinin yıllık masrafı ortalama 2.112 TL. Bu tutara destek kitapları, test kitapları ve sair yardımcı kitap harcamaları da dâhil edildiğinde yıllık ortalama 3.500TL’yi buluyor. Eğitimin ücretsiz olduğu söylendiği halde aileler bu masrafları yapmak zorunda kalıyorlar. Bu durum kabul edilemez. Yapılan düzenlemeler ile okul aile birlikleri devre dışı bırakıldı. Hükümleri kalmayan bu birlikler de müsamere ve benzeri faaliyetler dışında bir şey yapamaz hale geldiler. Eğitim ile ilgili sorunların şikâyet edilip çözülebileceği bir merci de ne yazık ki yok. Bu sebeple de vatandaş da öğrenci de Öğretmen de eğitim hayatını oldukça zor ve sorunlu bir biçimde sürdürmek zorunda kalıyor. Özetle AKP’nin eğitim konusunda da karnesi zayıf.