Cumhuriyetçi Çatalca Platformu ilk toplantısını gerçekleştirdi. İzzettin Mangalcı’da bir araya gelen Cumhuriyetçi Çatalca Platformu üyeleri referandum sürecinde neler yapılması ile ilgili görüşler belirtti. Av. Kerem Ozan Girgin Atatürkçü Düşünce Derneği Çatalca Temsilciliği’nin de önümüzdeki günlerde resmi açılışını yapacaklarını ifade etti.
İlk konuşmayı Av. Kerem Ozan Girgin yaparak katılımcılara platform hakkında bilgi verdi. Girgin konuşmasında, “Cumhuriyetçi Çatalca Platformu adı altında bir aradayız. Atatürkçü Düşünce Derneği Çatalca İlçe Temsilciliği ile ilgili çalışmaları bir noktaya getirdik. Resmi olarak faaliyetlerimize 18 Şubat günü başlayabileceğimizden dolayı referandumla ilgili çalışmalara da bir an evvel başlamamız gerektiğinden Cumhuriyetçi Çatalca Platformu adı altında bir araya geldik. Platformumuz Atatürkçü, Cumhuriyetçi Laik değerlere sahip platformdur. Rejim tartışması ile karşı karşıya kaldığımız referandumda Çatalca’da neler yapabileceğimizi ne konuda yol haritası çizebileceğimizi, Çatalca’da ‘Hayır’ oyunu bir puan daha nasıl arttırabileceğimizi tartışacağız. Önümüzde bir referandum süreci var. Referandum sürecinde bizi Evet ve Hayır sorularını karşı karşıya bırakıldığı bir süreç hükümetin veya AKP kanadının dediği gibi bu bir sitem değişikliği, yönetim değişikliği, usul değişikliği değil, bu bildiğiniz rejim değişikliğidir. Asla biz AKP gibi düşünmüyoruz. Referandumda Hayır bloğundayız. Anayasa değişikliği 18 madde, bu 18 maddede elle tutulur her hangi bir gelişmiş ülkenin yapısına uymayan, dünyada da eşi benzeri olmayan yönetim biçimi bize sunuluyor. 18 madde de her şey tek adam eline geçiyor. Yargı tek adamın eline geçiyor öyle ki Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri bilindiği gibi Cumhurbaşkanı ve meclis tarafından belirleniyordu. Şimdi yeni anayasa değişikliğinde meclise giren 600 milletvekilinin en az 301’ni alan iktidar yani Cumhurbaşkanı ve kabinesi bu Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun 7 üyesini meclis belirleyecek, 4 üyesini de Cumhurbaşkanı belirleyecek. Doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen 4 üyeyi bir kenara koyduktan sonra geri kalan yedi üyenin de meclis tarafından belirlenmesi ilk etapta kulağa hoş geliyor, geliyor ama meclisi de zaten belirleyen, milletvekilini de yazan Cumhurbaşkanı adayı olacak tek kişi kimse o. Dolayısıyla yargının en üst makamı alan idari anlamda Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu 11 üyesini birden tek bir adamın terazisine bırakmış oluyor. 550 milletvekili 600 milletvekiline çıkıyor. Gelişmiş ülkelerde milletvekili sayısı azaltmaya çalışırken, ülkemizde de sık sık neden bu kadar fazla milletvekili var denirken, biz bunu 600 çıkartıyoruz” dedi.
“Büyük ihtimalle iktidar yanlısı isimlerin çocukları, yeğenleri olacak”
Seçilme yaşının 18’e düşeceğini ve iktidar yanlısı isimlerin çocuklarının bundan yararlanacağını savunan Girgin, “Seçilme yaşı 18’e inecek. Yani 18 yaşında genç arkadaşlar milletvekili olabilecekler. Şöyle düşünün 18 yaşındaki bir gencin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşadığı kenti kasabayı, şehri temsil ediyor olması tabi sevindirir. Demokrasi açısından çok önemli ama tek adam rejiminde milletvekili listelerin belirlendiği tek adam rejiminde 18 yaşındaki bir çocuğun gencin kimler olacağını tahmin etmek güç değil. Çok büyük ihtimalle iktidar yanlısı isimlerin çocukları, yeğenleri olacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi yasaya göre aslında kanun koyma değiştirme ve kaldırma yetkilerini kullanmaya devam edecek ancak bunun bir ayrıntısı var Cumhurbaşkanı seçilecek kişi koşulsuz şartsız istediği her konuda kanun hükmünde kararname çıkartabilecek. Kanun hükmünde kararname çıkartarak istediği her konuyu düzenleyebilecek bütçeyi, askerliği, vergiyi, sağlığı, yargıyı düzenleyebilecek. Hatta eyalet sistemini bile değerlendirebilecek böyle bir boşluk var şuandaki anayasa değişikliği ilgili maddesinde. Tek adamın istediği her konuda istediğini her düzenlemeyi yapabildiği halde o tek adamında yargılanması gerekebilecek, böyle bir ihtimal var mı yok. Bununla ilgilide yüksek mahkeme yine Cumhurbaşkanlığının emrinde çizgisinde organize edileceği için hiçbir şekilde Cumhurbaşkanlığının yargılanması söz konusu olamayacak” şeklinde konuştu.
“Cumhurbaşkanının bütün yetkililerine sahip oluyor”
Cumhurbaşkanı yardımcısının vekil olduğunda bütün yetkilere sahip olacağını vurgulayan Av. Kerem Ozan Girgin, “Cumhurbaşkanı istediği her konuda her alanda danışman seçebiliyor şuanda. Anayasa değişikliği gerçekleşirse eğer istediği kadar istediği sayıda, istediği sıfatta her ne özelliği taşırsa taşısın, istediği kadar Cumhurbaşkanı yardımcısı tercih edebilecek. Cumhurbaşkanı yardımcısını kendisi atayabilecek. Anayasa değişikliğinde şöyle bir boşluk var Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanı ile aynı yetkilere sahip. Cumhurbaşkanı yardımcıları Cumhurbaşkanı ile aynı yetkilere sahip olduğunda şöyle bir sıkıntı yaratıyor. Cumhurbaşkanı tatile gitti, hastalandı yada yurtdışına çıktı. Herhangi bir yardımcısını vekil sıfatıyla atıyor. Vekil sıfatıyla o yardımcı göreve başlıyor ve artık o saatten sonra Cumhurbaşkanının bütün yetkililerine sahip oluyor. Bu yetkileriyle tıpkı Cumhurbaşkanı gibi davranabiliyor. Meclisi fes edebiliyor, seçime götürebiliyor, istediği bakanlığa istediği genel müdürünü atayabiliyor. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki istediği atamaları yapabiliyor, anayasa mahkemesinin ilgili üyelerinin atamasını yapabiliyor. Tabi bu anlamda yüksek yargı da Cumhurbaşkanının yetkilileri neredeyse sınırsız oluyor. Tek adam düşünün o tek adam bütçeyi belirleyecek. Şuandaki uygulamada meclisin komisyonları ilgili bakanlıklarla beraber hükümetin teklifleriyle beraber bütçeyi hazırlarlar. Bir yıl boyunca ülkemizin nereye ne kadar masraf edeceğini ne kadar harcama yapacağını tespit ederler. Ancak yeni sistemde Cumhurbaşkanı istediği gibi, istediği alanda, istediği rakamda bütçesini gerçekleştirecek ve biz o bütçeyle bütün sene devam etmek zorunda kalacağız. Harcamalarda denetim yok. Yargıda denetim yok. İdari denetim yok. Ordunun başı, hükümetin başı, partinin başı, milletin başı. Siz şimdi hangi siyasi partiye mensup olursanız olun, kendi siyasi partinizle Cumhurbaşkanı olduğunuzu varsayın, öyle yetkilileriniz var ki dünyanın hiçbir devlet başkanında böyle yetki yok. Seçimle başa gelmiş devlet başkanında böyle bir yetki yok. Biz buna karşıyız” diyerek bu kadar yetkinin tek bir kişiye verilmesine karşı olduklarını vurguladı.
“Bu süreçte en büyük görev biz kadınlara düşüyor”
“Bu akşam ben sizlere bir kadın ve bir anne olarak gerçekle yüzleştirmeye davet ediyorum” diyerek konuşmasına başlayan Platform üyesi Havagül Durukan, “Çok önemli bir tarihi süreçteyiz. Emin olun bugünler tarih kitaplarına geçecek. Sistematik bir biçimde atalarımızın ödediği ağır bedeli bizler bir oy ile devretmek üzereyiz. Ve bizlerin bir oy ile devrettiği haklarımız için belki bizim evlatlarımız bizden öncekilerin ödediği bedelin daha da fazlasını ödemek zorunda kalacaklar. Bizler birer Atatürkçü, birer Cumhuriyetçi olarak dönüp kendimize bakmak durumundayız. Bizler nerede yanlış yaptık, herkesi kendimiz gibi mi zannettik, herkesi tarihine vatanına aşık mı zannettik. Biz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kahramanlık hikayelerini dinlerken kara propaganda yapanları görmezden mi geldik. Sonra ne yazık ki susmaya başladık. Başkalarının sesi bizden daha fazla çıkar oldu. Oysa bizler hepimiz konuştuklarımız kadar sustuklarımızdan da sorumluyuz. Ve susmaya devam edersek ne yazık ki referandumdan sonra konuşacak pek bir şeyimiz kalmayacak. Özellikle biz kadınların. Bu süreçte en büyük görev biz kadınlara düşüyor” diyerek kadınlara seslendi.
“Bugünkü şevkle, bugünkü iradeyle bu işe devam edin”
Şiroğlu İnşaatın sahibi Ali Özbek ise konuşmasında, “Burada herkesin önünde sizleri tebrik ediyorum. Çok güzel bir olayı başlattınız. Ben 30 yıla yakın Çatalca’da yaşıyorum iyi ki de burada yaşıyorum. Yarın bir gün sizleri bu konuda değişik yönlerden rahatsız edecek insanlar olabilir. ‘Çatalca’da az olsun benim olsun’ gibi ‘bunlar nerden çıktı’ gibi sizin moralinizi bozacak eylemler, girişimler olabilir. Bunların hepsine kulaklarınızı tıkayın bugünkü şevkle, bugünkü iradeyle bu işe devam edin biz yanınızda olacağız” diyerek destek verdiğini belirtti.
“Ak Partililere anlatabilirsek çok daha fazla hedefimize ulaşabiliriz”
CHP Çatalca Eski Kurucu İlçe Başkanı Kasım Kolcuoğlu ise, “Bugün siyasi parti çalışmasına getirmeden bunu vatani görev olarak, Türkiye’de yaşayan her insanın kaçamayacağı, önemli bir vazife olarak ifade edilmeli. Ak Parti içinde de tek adam rejiminin Türkiye için sağlıklı bir gelecek ifade etmediğini kestirebilen çok insan var. Önemli olan bu çalışmalarımızda Ak Partililere anlatabilirsek çok daha fazla hedefimize ulaşabiliriz” dedi.
“Kararsız blokta olanlara gitmek gerekir”
Basketbol’un duayen isimlerinden Bülent Karpat 18 yıldır Çatalca’da yaşadığını ifade ederek, “Çatalca doğası suyu havası ve entelektüel yapısıyla önemli bir ilçemiz olduğunu düşündüğümüz için geldik buraya. Geldiğimden buyana Çatalca halkı benim nasıl bir bakışta olduğumu ve nasıl yararlı olabileceğim düşüncesinde olduğumu anlamıştır. Platformun kurulması zamanlaması açısından çok iyi. Referanduma karşı bir ‘Hayır’ kampanyası biraz önce Sayın Kasım Koluoğlu’nun söylediği gibi parti bazında götürmememiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu Türkiye’nin genelini, bu vatanı kapsıyor. Araştırma yapan kardeşlerden aldığımız bilgilere göre bir blok var karasız, bu blok çok önemli bu kararsız blokta olanlara gitmek gerektiğini düşünüyorum. Çatalca’nın topyekün birlikte bir seferberlik ilan etmesi ve bunu göstermesi gerekir” şeklinde konuşarak kararsızlara dikkat çekti.