Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, “İstanbulun Sesi” radyosunda, “Başkanlar Konuşuyor” programında gündeme ve Çatalca’ya dair önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Cem Kara’nın açıklamaları şu şekilde;
“5 yılı değil de son 10 yılı özetlemek gerekir. Sonuç itibariyle, bu 3. dönem oluyor benim için. Dolayısıyla 10 yıl içerisinde Çatalca, bir kasaba görüntüsünden bir şehir görüntüsüne doğru evrilmeye başladı. Hep şöyle izah ediyorum, kolu kanadı kırılan, küçültülen, imar planları olmayan, insanların kızlarını, çocuklarını evlendirebilmek için konut bulamadığı bir Çatalca vardı. Allah’a şükür bugün, herkesin sağlıklı konutlarda yerleşebildiği, binalarını yapabildiği, kaloriferli, dayanıklı, ticaretiyle, günlük yaşantısıyla gelişmiş bir Çatalca var. Bu gerçekten beni mutlu ediyor. Zaman zaman belediyenin penceresinden, zaman zaman evin penceresinden caddeye bakıyorum. Yani o sokaklarda, caddelerde çok az insan hareketi vardı. Özellikle akşam saatlerinde Çatalca, tam bir ölü kente dönüyordu ama bugün sabahın çok erken saatlerinden itibaren hareketlenmeye başlayan, gece geç saatlere kadar o hareketin devam ettiği bir Çatalca var. Bu da Çatalca’nın 10 yıllık süre içerisinde tarafımızdan nasıl kalkındığı, büyüdüğü çok net bir şekilde görünüyor.”
“Çatalca, İstanbul’un En Huzurlu İlçelerinden Biridir”
“Hafta sonu bundan önceki yıllarda 30-40 binlerde bir insan grubu dinlenmek için, eğlenmek için, denizden faydalanmak, ormandan faydalanmak, kuş sesi duymak için Çatalca’ya geliyor, Çatalca’yı tercih ediyordu. Şimdi, hafta sonları Çatalca’yı tercih eden insan sayısı 200 bini geçti, çok üzerinde. Artık ihtiyaçlara, özellikle Pazar günü cevap veremez hale geldik. Çünkü, haftanın sadece 1 günü ciddi bir hareketin olduğu, ciddi bir nüfusun geldiği yerde, ciddi alt yapı sorunlarımız var. Yani, yetişemiyoruz. Neye yetişemiyoruz? İstanbul’dan gelen hemşerilerimize hizmet etmeye yetişemiyoruz. İşte insanlar neye geliyor? Sabah kahvaltıya geliyor ama her yer tıklım tıklım dolu. Önlerine kahvaltı çıkarabilmek çok kolay değil. Niye kolay değil? O güne yönelik olarak garson bulmalısınız, işçi bulmalısınız, tabii bunlar çok kolay şeyler değil. Tabii bunlarla ilgili tedbirlerimiz de var. Özellikle Endüstri Meslek Liselerimiz ve Kız Meslek Liselerimizde yeme içme bölümleri ve gıda ağırlama gibi bölümler açıp, hem çocuklarımıza teorik eğitim verip, hem de hafta sonları pratik bir şekilde bu uygulamayı yapmaları. Bugün Çilingoz Sahilleri dediğimiz de sadece Çilingoz Sahili, Karadeniz Sahilidir. Binkılıç’a bağlı. Yani 30-40 bin insanımız geliyor hafta sonu. Yalıköy Sahillerimize yaklaşık yüz binlere ulaşan insan geliyor. Evcik Plajımız, Karacaköy Plajlarımız, Ormanlı Plajlarımız onlara keza. Tabii Çatalca’ya insanlar sadece denizlere gelmiyor. Aynı zamanda ormana geliyor, piknik alanlarına geliyor. Tabii biz hemşerilerimizin gelmesinden memnunuz. Onlara hep, gelin dedik. Yani Çatalca’da rahat edersiniz, istediğiniz gibi dinlenirsiniz, istediğiniz şarkıyı, türküyü mırıldanabilirsiniz. Sizi kimse rahatsız etmez. Çatalca gerçekten sağ duyulu bir yerdir. Anadolu ile Trakya insanlarının kaynaştığı bir ortamdır. Yani, İstanbul’un, zaten polis ve jandarma istatistiklerinde de belli. En huzurlu ilçerinden birisidir. Çatalca’ya insanlarımız gelmeye, bundan sonra devam edecekler. Biz de onları misafir edebilmek için alt yapı sorunlarımızı çözmeye, daha iyi hizmet sunmaya gayret ediyoruz. Son derece memnunuz, bu önemliydi. Eskiden insanlar Belgrat Ormanları’na gidiyordu, belki biraz Şile’ye gidiyordu. Daha önce keşfedilmişti, özellikle Şile ama şimdi Çatalca’yı keşfettiler. Sadece gelmek bununla ilgili değil, bir takım doğa sporlarını da yapabiliyorlar. Yamaç paraşütü olsun, diğer branşlar olsun, bisiklet sporu olsun, motocross şampiyonları olsun. Aklınıza gelebilecek her türlü sportif faaliyette, amatörlere yönelik ilçemizde mevcut. Onun için, biz hemşerilerimizi; İstanbul’un Sesi, Ali Baba aracılığıyla Çatalca’mıza davet ediyoruz. Şimdi Kuzey- Marmara otoyolu, bağlantı yollarıyla ilgili bilgi veririm ama Çanakça deyince şu konuyu belirtmek isterim. Geçen hafta Çanakça Mahallemizin Ayvat mevkiindeydik. Tabii mevkileri bilmezsiniz sanırım siz. Hükümetimiz, Milli Eğitim Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı ortaklaşa bir protokol imzalamışlar. “Fidanlar Fidanlarla Büyüyor” projesi vardı. Yani neydi? Çanakça Mahallemizde 1500 tane öğrenci vardı. Türkiye’nin 81 ilinde, 1500 tane öğrencimiz aynı anda ağaç dikti. Biz de oradaydık ve keyifli bir program oldu. Son derece doğru bir çalışma. Yani isimde çok güzel; “Fidanlar Fidanlarla Büyüyor” işte o dikilen fidanlar, çocuklarımız da birer fidan. Onlarla birlikte büyüyecekler. Tabii fidanlar büyüyüp neye dönüşecekler? Ormana dönüşecekler. Şimdi tabii Çatalca yaklaşık 3 yıldır yol yapım aşaması içerisinde. Yani insanlarımız çok ciddi sıkıntılar da yaşıyorlar. Özellikle hafriyat kamyonlarından ama hiçbir şey eziyetsiz olmuyor. Kuzey Marmara Otoyolu yani Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne bağlanacak olan yol, 20.9 kilometresi, ilçemiz Çatalca’dan geçiyor. Çok süratli bir şekilde bu yol yapılıyor. Bu yolun yapılması sebebiyle, Nakkaş Mahallemiz çok ciddi bir şekilde etkileniyor. Çatalca Merkez’de Kaleiçi Mahallemiz çok ciddi etkileniyor. Gökçeali Mahallesi etkileniyor. Elbasan Mahallemiz ve Subaşı Mahallemiz bu yol yapımından çok yoğun bir şekilde etkileniyor. Bu yol yapım sırasında, yaklaşık 6 bin dönüm arazi kamulaştırıldı. Yol ve onun çevresine bu 6 bin dönüm arazi kamulaştırıldı. 1 yıl sonra maksimum, bu yol açılmış olacak ve insanlarımız Kınalı’dan yola çıktıklarında gişeler var Çatalca’da, arzu eden Çatalca’dan çıkacak ya da Çatalca gişelerinden girenler; hiç İstanbul’u görmeden, trafik sorunu yaşamadan direkt Yavuz Sultan Selim Köprüsü ordan sonra devam ettiklerinde eğer Akdeniz’e açılacaklarsa, İzmir’e doğru gideceklerse Osman Gazi Köprüsü’nü geçerek, çok daha kısa bir süre içerisinde Akdeniz’e, sahil yerlerine, deniz kenarlarına ulaşacaklar. Tabii burada bizi en çok üzen konu; tarım alanlarının bir çoğunun, bu otoyol güzergahında kalmış olması. Buna da bulabileceğiniz bir çözüm maalesef yoktu çünkü ya tarım alanlarını kullanacaksınız, ya orman alanlarını kullanacaksınız. Çoğunlukla bu bölge ova olduğu için, tarım arazileri yol alanında kaldı. Bir tek Elbasan Mahallemizin olduğu bölgede tünelle, yol karşı tarafa geçti. Umut ediyorum bu yol tamamlandığında, Çatalca, bölge insanı ve İstanbul oldukça rahat edecektir.”
“Çatalca gibi bir ilçede Belediye Başkanlığı yapmaktan büyük bir onur ve gurur duyuyorum”
“Yani şöyle söyleyeyim; bu ülkenin Doğu’su da, Batı’sı da, Karadeniz’i’ de, Akdeniz’i de aslında sıcak insanlar ama dolayısıyla biz, insanımızın dilinden çok anlamamışız. Tabii Trakya’nın da kendine göre bir özelliği var. Mülayim insanlar, sakin insanlar. Kavgayla, dövüşle, gürültüyle işleri yok. O nedenle ben her zaman şeyi söylemişimdir; Çatalca gibi bir ilçede Belediye Başkanlığı yapmaktan büyük bir onur ve gurur duymuşumdur. Belediye Başkanı olmak isteyen herkese, böyle bir ilçede Belediye Başkanlığı yapmak nasip olsun. Bu piknik alanlarında güzel yerler yapıldığı konusuna gelince; İSKİ yasakları nedeniyle Çatalca’da bir takım yapıları yapmak oldukça zor. Zaten piknik alanlarının çoğu da imar planları içerisinde değil, tarım alanlarında kalıyor. Sonuç itibariyle, piknik alanlarında insanların bir takım temel ihtiyaçları var. Lavabo yapacaksınız, çocuk oyun alanları yapacaksınız, etkinlikler için bir takım alanlar yapacaksınız, aileler özel localar istiyor artık piknik alanlarında o işe de geçildi. Yani bunlara da elimizden geldiğince müsaade ediyoruz ama çirkin yapılar, devasa yapılar olmamak koşuluyla. Tabii insanlar da zekasını ortaya koyuyor ve bazen hiç ummadığınız alanlarda yani çok güzel, çok hoş, insanların rahatlıkla eğlenebileceği, dilediği gibi sohbet edebileceği, dilediği gibi halk oyunlarını, folklorunu ortaya koyabileceği nezih alanlar yaratılıyor. Ben bölge insanından memnunum. Zaten az önce belirtmiştim, suç oranı en düşük olan ilçelerden, İstanbul’un en huzurlu ilçelerinden bir tanesi Çatalca’mız. Teşekkür ediyorum Çatalca halkının bu nezaketine, bu inceliğine. İnanın ben de 10 yıllık süre içerisinde günlük yaşamımızın içinde, halkımızla sürekli bir araya gelmiş olmamıza rağmen yani yaşadığımız problemin sayısı çok azdır yani hiç denecek kadardır. Yani son derece ılımlı ve nazik insanlar. Bunları söyleyebilirim.”
Çatalca’yı Kontrollü Büyüttük, Geliştirdik
“Ben 2009 yılında bu ilçenin Belediye Başkanlığı görevini devir aldığımda, çok az köyümüzde imar planı vardı ama diğer yerleşim yerlerimiz de, başta ilçe merkezimiz olmak üzere bir plan söz konusu değildi. 2010 yılında biz, planlarımızı yaptık ve ondan sonra Çatalca zaten planlı bir şekilde büyümeye, gelişmeye başladı. Ama bu kontrollü bir büyüme, kontrollü bir gelişme. Tabii özellikle kırsal alan bölgelerinde de, Avcılar’dan, Beylikdüzü’nden, Çekmece’den, İstanbul’un diğer ilçelerinden insanlar; hastam var, çocuğum hasta, eşim hasta, ben hastayım deyip; toprakla uğraşmak için, tabiatla beraber olmak, börtü böcekle birlikte olabilmek için genelde konteynır türü yapılar yapıyorlar. Tabii bu konteynır tipi yapılarda yasak. Biz bunları denetliyoruz ama bölge geniş, İstanbul’un en büyük coğrafyası, İstanbul’un 5 te 1’i. Artık bir günde beton döktüğünüzde, bir gün sonra getirip oraya bir konteynır indirebiliyorsunuz. Dolayısıyla, özellikle konteynır üzerinde, oldukça fazla sayıda 500 civarında kaçak yapımız vardı. Bu kanunun çıkmış olması, bütün bu yapıların yapı kayıt belgesi almasını sağladı ama bunun yanı sıra bir takım fırsatçı inşalarda var. Yapı kayıt belgesi ne içindi? 2017 yılı öncesi, yıl başından önce yapılmış yapıları 31 Aralık 2017 öncesi yapılmış yapıları kapsıyordu ama maalesef bir grup insanımızda bunu fırsat bilerek, yeni yapılar yapmaya çalıştılar. Hala da çalışmaktalar. Çünkü 31 Aralık 2018 yılına kadar, yapı kayıt belgesi alma hakkı var ama şunu bilmeliler ki; devlet bunu bulur, belediye bunu bulur. Zaten buluyor, tespitlerini yapıyor. Keşke insanlar bunları yapmasalar, verilmiş olan haklarla yetinseler ama maalesef toplum öyle bir hale geldi ki, hep daha fazlasını talep ediyor bu da bizi üzüyor. Pek çok insana zabıt tutuyorsunuz, pek çok insana para cezası veriyorsunuz. Ondan sonra inat ettiklerinde, o binaları yıkmak durumunda kalıyorsunuz. Yazıktır, günahtır. Bu milli servettir. Dolayısıyla, bir hakkınız yoksa konteynır yapmamanız gerekir. Daha çok bunu yapan, işte söylediğim gibi bölge dışından gelen, yani Çatalca’yı tercih eden insanlarımız oluyor. Hepsinin de kendine göre bir mazereti var ama kanun, bu mazeretleri kabul etmiyor, etmesi de mümkün değil, bizim de etmemiz mümkün değil. O nedenle, buradan da söylüyorum; kimse kaçak yapı yapmasın, imar izni olan yapıları gerçekleştirsin, belediyeden ruhsatını alarak bunları gerçekleştirsin. Bunun dışındaki yapılar; bugün, bugün olmazsa yarın yıkılacaktır. Onun dışında başka cezalar da insanların üzerine gelebilecektir. Bu nedenle dikkatli davranmalarını buradan öneririm. Aşağı, yukarı son 1 hafta kadar her gün belediyemizde 200 civarında vatandaşımız vardı yapı kayıt belgesi almak için. Bu vatandaşlarımızın pek çoğu, ben zaten o ilgili müdürlük girişte, alt katta. Hemen hemen her gün 2-3 defa kontrol ediyorum. Nedir, ne değildir diye sayı. O insanlarımızı orada misafir edip, işlerini görmeye çalışıyoruz. Yani 200 – 250 civarındaki insanımız başvurdu. Henüz bitmedi, son 1 haftada biraz gevşeme oldu uzamayla birlikte ama Aralık ayının sonlarına doğru hızla devam edecektir. Sanıyorum, yapı kayıt belgesi almayan herhangi bir bina, konut, ticaret merkezi, konteynır, her neyse kalmayacaktır diye düşünüyorum.”
“Eşit Hizmet Anlayışımızla Çalışmaya Devam Edeceğiz”
“Evet ben yasal süre içerisinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir takvimi vardı. O takvimin son günü, 3.kez Çatalca Belediye Başkanlığı’na adaylık iddiamı ortaya koydum. Şimdi, Genel Merkez’in açıklamasını bekliyoruz. Genel Merkez’den yapılan açıklamadan sonra, çalışmalarımıza başlayacağız. Evet adayız. Geride kalan işler varsa, onları derleyip, toparlamak için çaba sarf edeceğiz. Şunu belirtmek isterim; 10 yıl süre içerisinde bir ilçeye az yapmışsınızdır, çok yapmışsınızdır, bazı insanların beğenisini almışsınızdır, bazı insanların eleştirisini almışsınızdır bu son derece doğal olan bir şeydir. Ama herkes bilir ki; neyi yaptıysak veya yapamadıysak, hepsini namusumuzla, şerefimizle, onurumuzla, haysiyetimizle yapmışızdır. Haram nedir, hırsızlık nedir, çalma çırpma nedir bunların hiç birisi Çatalca Belediyesi’nde olmamıştır. Çatalca Belediyesi ile ilgili hiçbir dedikodu da olmamıştır. Dolayısıyla bu bizim; namusumuzdur, şerefimizdir. Bundan sonraki 5 yıl içerisinde de hemşerilerimiz bize oy verirler, destek verirlerse, aynı anlayış içerisinde ilçemizin hiçbir insanını, hiçbir köyünü, hiçbir mahallesini ayırt etmeksizin hizmet etmeye devam edeceğiz ve hiç kimse ötekileştirilmemiştir bizim dönemimizde. Yani Laz’dır, Kürt’tür, Çerkez’dir, Abaza’dır, Göçmen’dir, Roman’dır, Alevi’dir, Sünni’dir, İnançlıdır, İnançsızdır yani herkes insan olduğu için, eşit hizmet yapılmıştır, eşit hizmet götürülmüştür. Bu bizim temel felsefemiz olmuştur.”
“Çatalca Bizim Hayatımız, Çatalca Bizim Yaşantımız”
“Tabii şu anda yazdan, sonbahara, kışa geçiyoruz. Geçen sene hiç kış yaşamadık. Yani kışta önemlidir Çatalca’da. Çünkü, Binkılıç gibi, Yalıköy gibi, Hallaçlı gibi, Dağyenice gibi, Hisarbeyli, Celepköy gibi, Ormanlı gibi mahallerimize kış koşullarında bazen ulaşamıyoruz. Buralarda tuzlama çalışmaları yapmak gerekiyor, greyder ile yol açma çalışmaları yapmak gerekiyor. Yani geçen sene çok şanslıydık. Bir gram tuz atmadan, herhangi bir yol kapanmadan, kar düşmeden kışı geçirdik. Şimdi tabii kış hazırlıklarımız var. Bu oldukça önemli. Orada bizim için ilk önce ulaşılması gerekenler; hastalar, tek başına yaşayan yaşlılar ve hamileler. Çünkü, yani ilk hedefimiz bunlar oluyor. Bunları bulundukları yerlerden, hastaneye ulaşımlarını sağlamak, yollarını açmak oluyor. Bu çalışmaları da yapıyoruz. Onun dışında, ilk defa benim dönemimde bir stratejik plan yapılmıştı bu belediyede. Şimdi bu stratejik planın ikincisini yapacağız. Yani, 2019 ila 2023 yılları arasındaki stratejik plan yapılacak. Bu çok önemli. Bunun çalışmaları var. Yani, Belediye’nin nasıl bir yol yürüyeceği, hangi yatırımları yapacağı, neyi 5 yıllık sürede bu programa alacağına belirleyen bir çalışmadır. Bu müthiş önemli bir konudur. Onun dışında, bürokrat arkadaşlarımız faaliyet raporlarını hazırlıyorlar, önümüzdeki yılın neler yaptıklarına dair bunlar ortaya çıkıyor ve yine bunların yanı sıra, adaylaşmamızdan beri neler yaptık bu yıl 10 yıl içerisinde Çatalca’ya… Bunları Çatalcalı hemşerilerimize anlatacağız. Şu anda çok yoğun bir şekilde doğalgaz çalışmaları var bölgemizde Kuzey Marmara Otoyolu ile birlikte. Tabii bu önemli. Buradan pek çok sorun geliyor. Kadastral yolların açılması gerekiyor, bir takım iş ve işlemler var. Yani normal, rutin yapmakta olduğumuz işler var. Yine pek çok yerde yol açma çalışmamız var. Çünkü vatandaş, herhangi bir yere bir bina yaptığında, bunun arkasından elektrik ve suyu bağlanınca sonuçta bir de yol talebi söz konusu oluyor. Yani günlük yaşantı içerisinde nasıl çalışma bitmiyorsa, belediye da daha büyük bir kurum yani her gün, her alanda gerek kaldırım çalışması olsun, gerek yol çalışması olsun, gerekse Kültür Müdürlüğü’nde sosyal ve kültürel faaliyetler, kurslar olsun… Onlar yoğun bir şekilde faaliyete devam ediyor. Yani, uğraşıp da başarılı olamadığımız bir sinema projemiz vardı. Maalesef nüfus yoğunluğu olmadığı için, daha önce 2-3 kez sinema getirdik tiyatro merkezinde. Bu sinemanın yaşamasını istedik fakat yaşatamadık. Şimdi 3. ya da 4. Kez tekrar Çatalca’da sinemayı yaşatmak için uğraş vereceğiz. Yeniden sinemayı açıyoruz. Salonlarımız var, her türlü hazırlığımız var. Vizyondaki filmler gelecek, onlar aynı İstanbul sinemalarında ne oynatılıyorsa, Çatalca’ya da filmler gelecek. Yani çok sayıda nezih kafeler açıldı, parklarımızın düzenlenmesi var, yani jimnastik aletlerinin bakımı var, çocuk oyun alanlarının bakımı var, derelerin ıslahı var yani var da var… Çatalca bizim hayatımız, Çatalca bizim yaşantımız. Çok teşekkür ediyorum aynı zamanda sizin de Çatalca’ya can-ı gönülden bağlı olmanız, sevmeniz beni de fazlasıyla mutlu ediyor. İnşallah bu bağlılık hep devam eder ilçemize.”
“Çatalca, Düşmana “Dur” Demeyi Başarmıştır”
“Şimdi bu Bulgar zulmünden bahsetmişken, parantez içinde bir konuyu da söyleyeyim. Malum Balkan Savaşları 1912 – 1913 yılı. Çatalca bu savaşlarda, Anadolu’dan gelen gönüllü birlikler, Redif Birlikleriyle birlikte “Son Kale” görevini görmüştür. Düşmana “Dur” demeyi başarmıştır. Bu hafta sonu Cumartesi günü, Balkan Savaşları’nın 1912’den, 1918’e bakarsak 106. Yıl dönümü. Onun için Alaiye Şehitliğinde, Alanya’dan gelen dostlarımızla beraber Balkan Savaşları’nı, Balkan Savaşları’nda şehit düşen askerlimizi rahmetle, şükranla ve minnetle bir kez daha anacağız. Yine bu vesileyle geçen hafta, ulusumuzun kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 80.’ci ölüm yıldönümüydü. Onu da rahmetle, şükranla ve minnetle andık. Ama anmanın yanında hep şunu söylüyorum; en çokta özleme arıyoruz. O çok büyük bir devlet adamıydı, o çok büyük bir askerdi, o çok büyük bir kahramandı… Yani böyle kahramanlar 100 senede, 200 senede bir, uluslar tarafından çıkartılabiliyor. Keşke çok daha fazla yaşasaydı ve bu ülkeye hizmet edebilseydi.”
“Öğretmenler Günü’nü can-ı gönülden kutluyorum”
“Öncelikle bir dahaki hafta sonu 24 Kasım, anlamlı bir gün, Öğretmenler Günü… Başta, Baş Öğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün öğretmenlerimin Öğretmenler Günü’nü can-ı gönülden kutluyorum. Öğretmenler, elleri öpülesi insanlardır. Aynı zamanda benim meslektaşlarımdır. Çocuklarımızı onlara emanet ediyoruz, onlara inanıyoruz, onlara güveniyoruz. Bütün öğretmenlerimizin, öğretmenler günü kutlu olsun.”
“10 yıllık süre içerisinde Çatalca’ya ne yapılmışsa, ahlaklı ve namuslu şekilde yapılmıştır”
“Bunun dışında şunu söylemek isterim; evet, 3. Kez Belediye Başkanı olmak için yola çıktım. İnanıyorum ki Çatalca halkımız bana büyük bir destek verecektir. Şunu bilmelerini istiyorum ki, geriye kalan 10 yıllık süre içerisinde Çatalca’ya ne yapılmışsa, ahlaklı ve namuslu şekilde yapılmıştır. Yetimin, fakir, fukaranın, tüm vatandaşların hakkı gözetilerek yapılmıştır. Bunu herkes böyle bilsin. Buradan bizi dinleyen, İstanbul’daki ya da Türkiye’deki bütün dinleyicilere ve özel olarak da Çatalca’daki hemşerilerime saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. İstanbul’un sesi olarak da, Ali Baba’ya size çok teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.