Avukat Kerem Ozan Girgin, “Herkes önce kendi kapısının önünü temizleyecek. Biz de kendi kentimizde siyaset yapıyoruz. Sorunların farkındayız. Her bir sorun için çözüm geliştiriyoruz. Kimse bahanelere sığınıp beceriksizliğine kılıf aramasın” dedi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Olağan Kurultayını yaptı. Çoğu kişi yazılı ve görsel medyaya kurultay hakkında görüş beyan etti. Bizde 2 gün boyunca kurultayın havasını soluyan Av. Kerem Ozan Girgin ile sohbet etme imkanı bulduk. Girginle hem CHP olağan kurultayı hem de Çatalca gündemini değerlendirdik. Biz sorduk, Av. Kerem Girgin yanıtladı…
CHP bir kurultay süreci geçirdi. Bu konudaki değerlendirmeleriniz nelerdir?
Cumhuriyet Halk Partisi kurultayları hep çekişmeli ve renkli geçmiştir. Partinin baraj altında olduğu dönemde bile kurultay yarışı kıyasıya sürmüştür. Bu sefer de aynı oldu. Sayın Genel başkanın galibiyeti ile sonuçlanan kurultayda aslında beklenen gerçekleşti.
CHP Kurultay delegeleri hakkındaki fikirleriniz neler?
CHP’de kurultay delegesi olmak her zaman zor iştir. Adaylar ve adayların ekibi tarafından markaja alınırlar. Mutlaka genel merkez ve il başkanlığının takibindeler. Bu bakımdan kurultay delegeleri kolay hareket edemezler. Fakat kurultayların sonucu kısa bir süre öncesinden belli olur. Pek sürpriz olmaz. Olmadı da.
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve adaylığı için ne düşünüyorsunuz?
Sayın İnce, partinin tozunu tam anlamıyla yutmuş, söyledikleri ile bizleri heyecanlandıran, mutlu eden, hatta içimizden geçenlerin aynısını kürsüde açık yüreklilikle tekrar eden başarılı bir siyaset adamı. Parti için yapmış olduğu çalışmaları ise birbirinden başarılı. Ancak kurultay sürecinde yaşananlar bakımından değerlendirdiğimizde birkaç sorun ortaya çıkıyor. Bu sorunların ilki Sayın İnce’nin bir siyaset beyannamesinin olmaması. Yani ana muhalefet partisi lideri olduğunda önüne gelecek konulara ilişkin somut çözüm önerisi yok. Diğer yandan genel başkan adaylığı stratejisini sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve parti politikalarını eleştirme üzerine kurduğu da ortada. Bu sebeple genel başkanlık mührünü kendisine devretmeye hazır bekleyen delege Muharrem İnce’nin genel başkan olduktan sonra neler yapacağını kestiremediği için destek vermedi. Diğer bir sorun ise İnce’nin Kılıçdaroğlu ve yönetimini sürekli eleştirmesi. Bu durum partinin yara almasına sebep oldu. Delege tarafından da hoş karşılanmadı. Her ne kadar İnce’nin söylemi genç kalabalıkta ve parti tabanının bir kısmında karşılık bulsa da Genel Başkan olabilmek için yeterli olmadı. Sayın İnce mücadele sinyali verdi ve bu gayet doğal. İddiası olmayan siyasetçi olamaz ancak CHP’den istifa etmek de kimseye bir şey kazandırmaz. İstifa edenler genelde pişman olurlar ve bir şekilde partiye geri gelirler. Diğer sorunuzdan önce ufak bir ayrıntı eklemek istiyorum. Sayın İnce konuşmasında 1972 Mayıs kurultayında İnönü-Ecevit yarışını aktardı. Aslında Ecevit’in parti meclisi listesi, İsmet İnönü’nün listesine karşı 8 Mayıs’ta kazanmıştı. Yani İnönü başkanlık yarışını Ecevit’e karşı kaybetmedi. Ne var ki İnönü’nün parti meclisi listesi kaybedince, İnönü de genel başkanlıktan istifa etti ve yerine bir hafta sonra Bülent Ecevit getirildi.
Meslektaşlarınız Kocasakal ve Eminağaoğlu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kocasakal ve Eminağaoğlu CHP kültürü ile yetişmiş kişiler değil. Bu sebeple yöntem ve organizasyon sorunu yaşadılar. Sadece medya organları ve propaganda malzemeleri ile genel Başkanlık yarışından galibiyetle ayrılmak mümkün değil. İlgi odağı olmaya alışık olan delegeler Kocasakal ve Eminağaoğlu’nu hissedemediler. CHP genel başkanı olabilmek için yaklaşık 650 delegenin oyu gerekir. Geniş kitlelerin davranışları ve tepkileri bu noktada önemini yitirir. Yani dernek, baro, meslek örgütü, sendika gibi STK siyaseti ile CHP siyaseti arasında dağlar kadar fark var. Bu farkın bilincinde olamadıklarından dolayı başarıya ulaşamadılar.
Bundan sonra neler olacak siz neler yapacaksınız?
Bundan sonra tek hedef 2019. Yerelde ve genelde tek hedefimiz var. İktidar olmak. Partimizi iktidar yapmak için, demokrasinin ve hakça bir düzenin sağlanması için var gücümüzle çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Herkes önce kendi kapısının önünü temizleyecek. Biz de kendi kentimizde siyaset yapıyoruz. Sorunların farkındayız. Her bir sorun için çözüm geliştiriyoruz. AKP’nin Çatalca’da oynadığı oyunun da farkındayız. Bunun da takipçisiyiz. Çatalca’yı AKP’ye teslim etmeyeceğiz. AKP kanadı hükümet gücü ile Çatalca’da yerel yönetimi köşeye sıkıştırma çabası içerisinde. Trafik sorunu, Cumhuriyet Meydanı, mesire alanları sorunlarının koz olarak kullanılması ve yerel yönetimin zor durumda bırakılması siyasi etiğe uymuyor. AKP’nin bu yolla yerelde başarı sağlama çabası doğru değil. Çünkü Çatalca Halkı mağdur oluyor. Bu durumun takipçisiyiz. AKP kendisi dışındaki siyasi partileri ciddiye almıyor. Kent Konseyini ciddiye almıyor. Sivil toplum kuruluşlarını ciddiye almıyor. Vatandaşı ciddiye almıyor. Zaten ekonomik bunalım içinde olan vatandaşımızın yaşamı bir de günlük sorunların artmasıyla çileye dönüşüyor. Buradan tekrarlamak istiyorum. Çatalca sahipsiz değildir. Çatalca’nın geleceği ile ilgili ne adım atılıyorsa takip ediyoruz. Çatalca’nın kentli yapısını kaybetmesine müsaade etmeyeceğiz.
“Koltuğa yapışan koltukla gider”
“Çatalca, beceriksizliğe mahkûm değildir” diyen Av. Girgin şu açıklamalarda bulundu:
“Çatalca, ne yapacağını bilmeyenler tarafından yönetilmeye mahkûm değildir. Unutulmasın ki Çatalca’da yerel yönetimdeki aksaklıklar başka birçok ilçede çözülmüş durumda. Yerel yöneticilik yapmak cesaret ister. Eğer cesaretiniz yoksa yetki de bir işe yaramaz. Hizmet gerçekleştirilemiyorsa o yerel yönetici işlevsiz kalmış demektir. Bu durumda Cumhuriyet
Halk Partisi İl Başkanlığı ve Genel Merkez gerekeni yapar. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nde kimsenin koltuğu garanti değildir. Tüm bu sorunları tek tek takip ediyoruz. Köklü, güzel ve yalnız Çatalca’mıza her gün sahip çıkıyoruz. Sahip çıkmaya da devam edeceğiz.”