AKP iktidar olur olmaz ekonomiyi tamamen ABD’nin istediği gibi noliberal-serbest piyasa kurallarına oturttu:
1.Devletin elindeki Milli Kurumları binlerce taşınmazı ile birlikte sattı: Tüpraş, Petkim, Türk Telekom, Limanlar, Tekel, Bankalar…
2.Altın, bakır, demir, bor, kurşun, gümüş, çinko gibi madenlerimizin neredeyse tamamı 973 adet ruhsat verilmiş olan yabancıların eline geçti.
3.Yabancılara toplam 4,5 milyon m2 toprağımız satıldı.
4.Tarım ve hayvancılığı destekleyen kurumlar kapatıldı, destekleme politikası kuşa çevrildi ve çiftçimiz Özel Sektörün insafına bırakıldı.
Tarım ve hayvancılıkta yaşanan çöküş nedeniyle; Mercimek, nohut, pirinç, buğday, arpa gibi birçok tarım ürününü, et ve canlı hayvanı yurtdışından satın almaya başladık.
Köyler boşaldı; göçler nedeniyle yaşanmaz hale gelen kentlere yapılan alt-üst geçit, yol, köprü, tüneller yani betona yatırımlar tek övünme kaynakları oldu..!
5.Ülkemiz yabancı mallara sonuna kadar açıldı; sanayimiz çöktü. A’dan Z’ye her şeyi yabancılardan almaya başladık; tahta çekiç saplarından mangal kömürüne, bisküviden beyaz peynire kadar…
6.Eğitim ve sağlık sistemi özel sektöre bırakıldı.
7.Bankaların yüzde 65’ı, ilaç sanayinin tamamı yabancıların eline geçti.
8.Özel sektördeki şirketlerimizi de satın alan yabancı şirket sayısı 50 bini aştı, piyasamızın kontrolü emperyalist küresel sermayenin elinde; her yıl milyarlarca Dolar karlarını kendi ülkelerine aktarıyorlar.
İşsiz sayısı 2001’de 1,9 milyon iken 2016’da 6,5 milyon, yardıma muhtaç insan sayısı 30 milyon oldu. Ama milyoner, milyarder sayısı yüz bini aştı.
2002’de 129 milyar dolar olan dış borcumuz 2016’da 421 milyar dolara yükseldi: dış borçla ayakta durur hale geldik.
Bunların yanı sıra, CIA kontrolündeki FETÖ’nün TSK’ya, Emniyete, Yargıya, Devlet kademelerine yerleşmesine öncü oldular; devleti 13 yıl birlikte yönettiler.
Şam’da namaz kılacağız diyerek Suriye’deki iç savaşa alet oldular.
Hıristiyan Batı’ya hizmetleri ekonomiyle sınırlı kalmadı:
Son 15 yılda AKP, Van’dan Edirne’ye kadar 74 Kilise onardı, birçoğunu ibadete açtı. Vatandaşın 18 milyon Doları harcandı.
OSMANLICIYIZ DEDİLER AMA, Orhan Gazi’nin 1331’de camiye çevirdiği “İznik Ayasofya Cami”, 2010’da “Ayasofya Kilisesi ve Konsül Sarayı”na çevrildi.
Büyükada’daki Yetimhane’nin tapusu Fener Patrikhane‘sine, Eminönü’ndeki tarihi Selamet Han, Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hst. Vakfı’na, Bozcaada’daki manastır ve arazisi Kimisis Teodoku Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı’na bağışlandı.
Kurtuluş Savaşı’nda hainlik eden ve Yunanistan’a yollanan Fener Kilisesi Papazı 6. Konstantin’in kemikleri 86 yıl sonra Balıklı Rum Kilisesine getirildi.
2004’den beri Güney Rum kesimi ile birleşmesi için KKTC’ye baskı yapıyorlar.
Yunan To Vima Gazetesi, 2010’da Yunanistan’ın karasularını 6 milden 12 milden e çıkarmasını Türkiye’nin kabul ettiğini yazdı. Bugün 18 adamız Yunan işgali altında ama AKP’den hala tek bir ses yok…!
Vakıflar yasası ile yabancılara Türkiye’de vakıf kurma izni verildi. Küresel tefeci-vurguncu ABD’li Yahudi Soros, Açık Toplum Vakfı’nı kurdu, kendine yakın vakıf ve derneklere para yardımı yapmaya başladı.
Görüldüğü gibi, AKP 15 yıl boyunca istediği her kararı aldı, istediği her yasayı çıkardı; ancak, tüm bu karar ve yasalar Hıristiyan ABD ve Avrupalı Patronların isteğine ve çıkarına uygun oldu.
Peki, Erdoğan’ın 15 yılda yapmak isteyip de yapamadığı ne var?
Yanıt: 1 Mart 2003 ABD Tezkeresi var… Yani ABD Ordusunun 80 bin askerle Diyarbakır’a ve Güneydoğu’ya yerleşmesi ve Türk Ordusu’nun ABD emrinde Irak’a ve bölgeye sürülmesi var…
Bu tezkere, 1 Mart 2003’te TBMM’de 90 AKP Milletvekilinin de “Hayır” oyları ile reddedildi. Aksi halde Irak’ta 1,5 milyon Müslümanı katleden ABD Haçlı Ordusunun suç ortağı olacaktık.
Bugün de, ABD, İran’a karşı savaştıracağı Arap NATO’suna Türkiye’yi sokmak istiyor. 15 Aralık 2015’te Suudi Arabistan tarafından açıklanan bu askeri blokun içinde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Ürdün var. Zamanın başbakanı Davutoğlu ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, 1 Şubat 2016’da Suudi Arabistan’a gittiler; Arap NATO’sunu görüştüler. 14 Nisan 2016’da İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Liderler Zirvesinde ana konu bu Arap İslam NATO’suydu.
1 Mart’taki Tezkere’ye “Hayır” diyen TBMM, bu Arap NATO’suna da direneceği için “Yeni Anayasa ve Tek Adam rejimiyle” TBMM devre dışı bırakılacak.
Ayrıca, Yeni Anayasada Cumhurbaşkanına verilen eyaletler kurma yetkisi de bu planın bir parçası… Eyaletlerin alt yapısı da köylerin mahalle yapılması ile başlatıldı. Köylerin tüzel kişiliği yok edilirken mülkiyetindeki meralar, dereler, göletler ve taşınmaz malları Belediyelere devredildi.
Biliniz ki, bütün planlar, Erdoğan’ın Eşbaşkanı’yım dediği Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesinin amacı olan Büyük İsrail’in kurulmasıdır; “Tevrat’ta yazıyor” dedikleri gibi; “Nil’den Fırat’a kadar olan topraklarda…”
16 Nisan’da verilecek evet oylarının kime, kimlere hizmet olacağını görelim. Hayır’da hayır olduğunu bilelim; Ülkemiz için, Cumhuriyetimiz için, çocuklarımız için Hayır demekten başka çaremiz yok…!
Adnan Pelvanlar