Çatalca’nın tanınan siyasetçilerinden olan Mimar Mehmet Çoban ile yerel seçim sonuçlarını konuştuk. CHP, Çatalca’da ve Silivri’de kaybederken İstanbul Büyükşehir Belediyesini kazanmasının altındaki püf noktalarını konuştuk…
Biz sorduk, Mehmet Çoban Yanıtladı:
1994’ten beri parti isimleri değişse de aynı kadronun yönettiği bir İstanbul Büyükşehir Belediyesini CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu nasıl kazandı?
SİYASET DİLİ DEĞİŞTİ!
“İBB Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu, hiç kimseyi ayırt etmeden herkesi kucaklayan, tüm söylemlerinde dünyanın en demokrat belediye başkanlığı portresini çizdiğini ifade eden Çoban’ın açıklaması şöyle: “İmamoğlu meydanlarda belediye hizmetlerinin ötesinde insanları ayrıştırmadan herkese eşit davranacağını söyledi. 16 milyonun belediye başkanı olacağım dedi. İnsanlar gerginliklerden, kavga eden, birbirini suçlayan, aşağılayan, dilinden kin ve nefreti düşürmeyen, her açıklamasından tehdit kokan, toplumu ayrıştıran siyasilerden bıktı. İmamoğlu seçim propagandalarında güler yüz, toplumun bütün kesimlerini kucaklayacak bir dil kullandı. Ses tonu yumuşak, insanları küçümsemeyen ve aşağılamayan, her kesimi kucaklayan, gelecek için umut veren bir yol çizdi. Ayrıca İmamoğlu, genç dinamik olması özellikle gençlerde ve kadınlardan büyük destek gördü. İmamoğlu’nun kazanması demokrasimiz açısından da çok önemlidir. Türkiye demokrasisine sahip çıkmıştır.”
CHP’nin İstanbul İl Başkanlığına ilk defa bir Kadın İl Başkanı oldu. Seçildiğinde destekleyenlerde oldu eleştirenlerde oldu. Özellikle yandaş medya karo halinde saldırdı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kazanılmasında Canan Kaftancıoğlu’nun rolü nedir?
İL ÖRGÜTÜNÜN ROLÜ BÜYÜK
“İstanbul seçimlerinin diğer bir galibi de Sayın Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul il örgütüdür.” Diyen Mimar Mehmet Çoban, “İl Başkanımız Canan Hanım geçmişte ve günümüzde yaşanan olaylar karşısında duyarlı olup sessiz kalmayan bir Cumhuriyet kadınıdır. İl başkanlığı mazbatasını aldığı günden bugüne kadar karalama ve linç kampanyasına uğramaktadır. Örgütlü mücadelenin karşısında olan AKP iktidarı, İl Başkanımızı 7 yıl önce attığı tweetlerden dolayı yargılamaktadır. Bu dava bir siyasal hesaplaşma davasıdır. Burada sadece İl Başkanımız yargılanmıyor kimliğinde cumhuriyetin tüm değerleri taşıyan, partimiz, yaşam tarzımız, verdiğimiz oy, geleceğimiz ve kısaca biz yargılanıyoruz. İBB seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Ekrem İmamoğlu ile uyumlu çalışması, İstanbul Örgütümüzün de bu uyumlu çalışmaya katması İl Başkanımızın İBB’nin kazanılmasında büyük bir başarıya imza atmıştır” ifadelerini kullandı.
Ak Parti İBB seçimlerini neden kaybetti?
MİLLETİ MAYMUN ETTİLER
AKP’nin yerel seçimlerde büyükşehirleri kaybetmesinin nedenlerinin en önemlisi ekonomik kriz olduğunu söyleyen Mehmet Çoban, konuşmasına şöyle devam etti: “AKP söylemlerinde sanki ekonomik kriz yokmuş gibi davrandı. Sürekli birilerini suçlayarak krizin asıl nedenlerinin konuşulmamasını istedi. Eğer bir ülkede Hukuka güven kalmamışsa ekonominizde düzelmez. İnsanlarımız mutsuz. Başkanlık sistemi gelince Türkiye uçacak dendi ama tam tersi oldu. Tek adam rejimine doğru Türkiye her geçen gün yaklaşıyor. Uluslararası ilişkilerde yaşanan sorunlar hep birilerine yüklendi. Bir başka nedende Suriyeliler konusu oldu. Suriyeliler savaştan kaçarken AKP iktidarı yaşlısı gencini hepsini Türkiye içine aldı. İnsanımız yaşlı ve kadın olanlara sahip çıkarken gençlerin Türkiye içinde elini kolunu sallayarak bazen kavgalara karışması bizim insanımızın tepkisini çekti. 23 Haziran İBB seçimlerinde AKP’nin kalesi olan Fatih’te bile CHP’nin 1. Parti olarak çıkmasının en büyük nedenlerinden biride budur. Halk kendi topraklarımızda yabancı hale geldik demeye başladı. 23 Haziranda İBB seçimlerinden sonra AKP içerisinde çatlak sesleri doğurmuştur. AKP çöküş sürecine girmiştir. Ayrıştırıcı söylemleri kullananlar kaybetmiştir.”
KEYFİ ÇALIŞMA TÖKEZLETTİ
CHP İBB’yi kazanırken Çatalca’yı neden kaybetti?
Çatalca seçimlerini adayımızın sağlık problemlerinden dolayı kaybettiklerini ifade eden Çoban, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belediye başkan adayımız birçok mahallede yaptığımız toplantılara katılamadı. Seçmen üzerinde etki yaptı. Bazı başkan yardımcılarımızda bu durumdan kendilerine vazife çıkartarak bireysel çalışmalar içine girdiler. Kendilerini adayımızın önüne çıkardılar, seçmen de bunu fark edince ben oyumu kime veriyorum aday kim diye düşünmeye başladı. İlçe Başkanı yaşanılan bu süreci iyi yönetemedi. Seçim artık bitmiştir. Bundan sonra ne yapılmalı ona bakmalıyız. Yapılan hatalardan ders çıkarmalıyız. Örgütü tekrar ayağa kaldırmalıyız. İlçenin 10 yıldır kaybettiği saygınlığını tekrar kazandırmalıyız. Partilileri ayrıştırmadan ortak paydamız CHP diyerek bir aile ortamı yaratmalıyız. Şeffaf bir yönetim anlayışı ile parti hukukunu korumalıyız.”